Üye Sendikalardan / ANAYASA ‘ÜLKENİN DEMOKRATİK GELİŞİMİ VE BAŞARISININ GARANTÖRÜDÜR

Özbekistan’ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana hayatın tüm alanlarında uygulanan büyük ölçekli reformların temel amacı sosyal odaklı piyasa ekonomisine sahip demokratik hukuk devletini inşa etmek ve güçlü bir sivil toplum oluşturmaktır. Bu önemli görevlerin etkin bir şekilde uygulanmasının sağlam hukuki temeli ise 20 yıl önce (8 Aralık 1992) kabul edilen Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası oldu. Söz konusu anayasadaki en yüksek değerler ise genel olarak şöyle sıralandı: İnsan, insan hayatı, özgürlük, insanlık onuru, insanlık şerefi ve diğer vazgeçilmez insan hakları.

Anayasanın temelinde Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafından geliştirilen “Özbek Büyüme Modeli”nin 5 ilkesi bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla; siyasete nazaran ekonominin ve devlet reformlarının önceliği, hukukun üstünlüğü, güçlü bir sosyal politika ve reformların aşamalı bir şekilde gelişmesidir.”

Özbekistan Anayasası, tarihi önemi büyük olan bir belgedir. Çünkü bu belgede egemen bir devletin ve adil bir toplumun oluşumunun temel ilkeleri yer almaktadır. Aynı zamanda insan haklarının korunmasına ve geliştirilmesine, demokrasi ideallerine ve sosyal adalete, sivil barışın ve etnik uyumun sağlanmasına ilişkin vurguya bir bağlılık söz konusudur.

Anayasanın hükümleri, ülkede yürütülen sosyolojik, ekonomik, siyasal ve hukuksal reformların geri döndürülemez olduğunun garantisidir. Aynı zamanda bu hükümler, yürütülen reformların hareketliliği ve istikrarı sayesinde ülkenin kalkınmasını ve refaha ulaşmasını da garantilemektedir.

Özbek halkının asırlık devlet ve yönetim deneyimi; değerleri, zengin tarihi ve hukuki mirası Anayasanın fikir ve normlarına da yansıtılmıştır. Söz konusu durum Anayasanın işlevselliğine bir teminat/garanti sağlamaktadır. Bununla birlikte Özbekistan Anayasası birçok demokratik ülkenin uyguladığı anayasal düzenlemelerin en iyi deneyimlerini özümsemiş, buna “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”

ve bu alandaki diğer uluslararası belgelere dayanan insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve sağlanması mekanizması da dahildir. Bu noktada belirtilmelidir ki Anayasa taslağı oluşturulurken ciddi anlamda kapsamlı bir inceleme, araştırma süreci yaşanmıştır. Anayasa taslağı, sosyoloji, hukuk, dil bilimi gibi alanlarında önde gelen yabancı uzmanların katılımı ile uluslararası alanda da incelenmiştir. Taslağın genel tartışması ülkede siyasi faaliyetler ve vatandaşların yaratıcı gücünün gelişmesi kapsamında gerçekleşmiş ve taslağın tartışılması süreci Özbekistan’da demokrasinin gelişmesi için etkili bir okul olmuştur.

Anayasanın kabulü, ulusal yasal mevzuatın tüm dallarında, Özbekistan’da iyi işleyen, devletin ve toplumun inşasının tüm alanlarında ilişkileri düzenleyen, bir hukuk sisteminin oluşması için başlangıç olmuştur. Bu süre zarfında, Anayasaya normlarına uygun olarak, ülke Parlamentosu 15 kanun paketi ve 600 yasa kabul etmiş; 200’den fazla çok taraflı uluslararası antlaşma onaylamıştır. Böylece Anayasanın uygulanması için kapsamlı bir yasal mekanizma oluşturulmuştur. Zira bu şekilde izlenen bir yöntem ile Anayasanın etkinliği zamanla kanıtlanmış ve bugün dünya toplumu tarafından da kabul görmüştür.

Bugün Özbekistan güçlü, dinamik ve gelişen bir siyasal sisteme ve profesyonel olarak çalışan iki meclisli parlamentoya sahiptir. Ülkenin sosyo-ekonomik, siyasi ve hukuki gelişimi için olmak üzere vatandaşların, siyasi partilerin ve diğer kurumların serbest ve aktif katılımı için gerekli kurumsal, yasal ve teknik koşullar oluşturulmuştur.

Özbekistan’da gerçekleştirilen büyük ölçekli demokratik reformlar sistematik, tutarlı ve birbirleriyle bağlantılı bir özelliğe sahiptirler. Nitekim Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafından hazırlanan “Demokratik Reformların Derinleştirilmesi ve Ülkede Sivil Toplumun Oluşturulması Konsepti” devletin ve toplumun gelişmesi için yeni bir döneme işaret etmektedir. Söz konusu konsept, aynı zamanda Anayasanın temel normlarının uygulanması çerçevesinde demokratik reformların devam etmesi için derinden ve her açıdan değerlendirilmiş bir strateji olarak ele alınabilir.

Konseptte ortaya konulan yasal inisiyatiflere dayanarak ulusal yasal mevzuat da istikrarlı bir şekilde geliştirilmektedir. Buna parlamenter alan da dâhildir. Örneğin, fraksiyonlar arası etkili mücadelenin ve partiler arası rekabetin sağlanması.

Mart 2011’de kabul edilen “ Özbekistan Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik ve İlave yapılması (78. 80. 93. 96 ve 98. maddeleri)” hakkında kanun, bu konuda çok güçlü bir teşvik olmuştur. Bu kanun hükümetin ve yönetimin daha fazla demokratikleşmesini ve devletin üç organı olan Devlet Başkanı, Yasama ve Yürütme arasında yetkilerin daha dengeli bir şekilde dağılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra demokratikleşme reformlarının gerçekleştirilmesinde siyasi partilerin rolünü ve etkisini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Yeni Kanuna göre Cumhurbaşkanın bazı yetkileri Senatoya verilmiş, bunun yanı sıra Başbakanın hakları ve yetkileri de arttırılmıştır. Bütün bunlar Özbekistan Anayasasının bir hükmüne uygun olarak yapılmaktadır. Bu hükme göre devlet halkın iradesini yerine getirmek zorundadır, Devlet halkın çıkarlarına uygun hareket etmek zorundadır ve ayrıca devlet önemli ölçüde Anayasada belirtilen “yetki dağılımı” ilkesinin uygulanmasını  ve etkili bir kontrol ve dengeler sistemini oluşturulmasını sağlamalıdır.

Özbekistan’da, “Güçlü DevletGüçlü Sivil Toplum” ilkesine göre en yüksek demokratik gereksinimleri karşılayan ve uluslararası hukuk standartlarına uygun bir ulusal seçim sistemi kurulmuştur. Düzenli olarak ve çok partinin katılımıyla gerçekleştirilen seçimler, Anayasanın vatandaşlar için garantilediği “seçme ve seçilme” hakkının yerine getirildiğini açıkça gözler önüne sermekle beraber, vatandaşların sosyo-politik etkinliğini güçlendirmekte ve devlet ile toplumun yönetiminde vatandaşın rolünü arttırmaktadır. Bu bağlamda, devlet başkanımızın konseptinde belirttiği seçim süreçlerinin demokratikleştirilmesi yönünde yasama inisiyatifleri de çok büyük önem arz etmektedir.

Hukuk ve yargı sistemimizin serbestleştirilmesi için uygulanan radikal reformlar, ülkemizin demokratik değerlere bağlılığının açıkça ifadesidir. Bu çerçevede yargı bağımsızlığı sağlanmış, mahkemelerin ihtisas sınırları belirlenmiş, “itiraz/temyiz kurumları” reforme edilmiş, “itiraz süreci” yeniden düzenlenerek uzlaştırma kurumları oluşturulmuş ve tarafların mahkeme karşısındaki eşitliği garantilenmiştir.

Özbekistan Anayasası gereğince -”yaşama hakkı her insanın vazgeçilmez doğal hakkıdır “Bu bağlamda ülkede 1 Ocak 2008 tarihi itibariyle idam cezası kaldırılmıştır. Bunun yanı sıra mahkemelere de “tutuklama izni” belgesinin çıkartma yetkisi verildi. Ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukukunun suçtan arındırma süreci devam etmektedir.

Ayrıca “Demokratik Reformların Derinleştirilmesi ve Ülkede Sivil Toplumun Oluşturulması Konsepti”nde hukuk mekanizmalarının geliştirilmesi için alınması gereken yasal önlemler belirtilmiştir. Bunlar; mahkemenin bağımsızlığı, objektifliği ve tarafsızlığı, “Habeas corpus”un kullanılacağı alanının genişletilmesi, muhakeme sürecinde “savunabilmenin” güçlendirilmesi, ceza hukukun serbestleştirilmesi, vatandaşlarda hukuk kültürünün seviyesinin arttırılması ve insan hakları kültürünün oluşturulmasıdır.

Görüldüğü üzere Özbekistan; insan hak ve özgürlüklerinin sağlanması, desteklenmesi ve korunması alanında çok geniş bir deneyime sahiptir. İnsan hakları alanında faaliyet gösteren ulusal kurumlar sistemi oluşturulmuştur, bu kurumların etkinliği sıkı bir şekilde Anayasa normlarına bağlılıktan kaynaklanmaktadır. Bağımsızlık ve özerkliğe sahip, birbirlerini kopyalamaktan uzak bu kurumlar toplumumuzda hukukun üstünlüğü ilkesinin uygulanmasını ve kişisel, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların korunmasını sağlıyorlar.

Bu noktada önemli bir şeye daha dikkat çekmek gerekiyor. Özbekistan’da kapsamlı ve bağımsız olarak -insan hakları, toplumun hukuk bilinci ve hukuk kültürünü arttırma konularında çalışma yapan bir sürekli eğitim ve farkındalık yaratma sistemi kurulmuştur. Devlet Başkanı teşvikiyle oluşturulan “İnsan Hakları alanında Ulusal Faaliyet Programı” sayesinde bu alanda yürütülen çalışmalar giderek daha üst seviyelere çıkmaktadır.

Demokratik bir devletin inşa sürecinin bir bileşeni de; açık bir sivil toplumun yanı sıra bu sivil toplumun bütün kurumlarının oluşturulmasıdır; medya da bu kurumlardan biridir. Bu çerçevede enformasyon alanının demokratikleştirilmesi için ülkede kapsamlı çalışmalar yürütülmektedir; bu sürecin yasal temelleri geliştirilmektedir. (Vatandaşlara Anayasa tarafından sağlanan düşünce, ifade ve inanç özgürlüğü, reformların şeffaflığı, devlet yönetim organlarının açıklığı, medyanın bağımsızlığı ve ekonomik özgürlüğünün sağlanması.)

Sonuç olarak ülkede son on yıl içerisinde basılı medya organı sayısı bir buçuk kat artarken, elektronik medya organı sayısı ise 7 kat artmıştır. Bugün Özbekistan’da 1200’den fazla medya organı vardır, bunlardan birçoğu özel ve devlet dışı kurumlar olarak faaliyet göstermektedir.

Şu anda, Cumhurbaşkanı’nın verdiği direktifler doğrultusunda parlamento yeni kanunlar çıkarmak ve var olanları geliştirmekle meşguldür. Bütün bu kanunlar enformasyon alanının geliştirilmesini ve demokratikleşmesini sağlamakta; medyayı, insanların güncel olaylar hakkında serbestçe fikirlerini ve düşüncelerini ifade edebileceği bir alana dönüştürülmesini hedeflemektedir.

Özbekistan Anayasasına göre devlet, sivil toplum örgütlerinin hak ve meşru çıkarlarını garanti altına almakta ve eşit yasal fırsatlar sunmaktadır. “Demokratik Reformların Derinleştirilmesi ve Ülkede Sivil Toplumun Oluşturulması Konsepti’nde” de belirtildiği gibi bugün sivil toplum örgütleri, demokratik değerlerin, insan hakları, özgürlükleri ve meşru çıkarlarının korunmasında önemli bir faktör oluyorlar, aynı zamanda vatandaşların toplumsal, sosyoekonomik ve hukuksal potansiyellerinin geliştirmeleri için gereken koşulları oluşturmakta ve toplumdaki çıkarlar arası dengeyi sağlamaktadırlar.

Bu ilkenin doğruluğunu bugün rakamlar onaylıyor. Ülkede bugün toplumun çeşitli alanlarında altı binden fazla sivil toplum kuruluşu faaliyet göstermektedir. Bu STK’lar bağış ve hibe gibi finansal olarak devlet tarafından da destekleniyorlarsadece 2012 yılında bu amaçlar için devlet

bütçesinden altı milyar som tahsis edilmiştir. Bütün bunlar; STK’lar tarafından yürütülen faaliyetlere canlılık katıyor, bölgelerin sosyoekonomik kalkınması için STK’lar tarafından yürütülen projelerin amacına ulaşmasında yardımcı oluyorlar. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı tarafından desteklenen “adil sivil toplum inşası” için de önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Anayasa hükümlerine uygun olarak bütün toplumsal hayat alanlarında yürütülen demokratik reformlar, ülkenin ekonomik olarak gelişmesi için ve halk refahının arttırılması için sağlam bir temel teşkil etmektedir. Küresel mali kriz döneminde bile Özbekistan’ın GSYH’sının yıllık ortalama olarak % 8,2 büyümüş olması bunu kanıtlamaktadır. Ülkede güçlü, rekabete dayanıklı

ve sosyal odaklı piyasa ekonomisi oluşturulmuştur. Hızlı tempolarla GSYH’ya %54 oranda katkıda bulunan küçük işletmeler ve özel şirketler de gelişmektedir. Hem iç piyasa hem de dış piyasa ihtiyaçlarını gidermek için üretim yapan yeni fabrikalar kurulmaktadır.

Yeni işyerleri açılmakta ve halkın kazançları artmaktadır.

Böylece, tarihsel açıdan çok kısa bir dönemde Özbekistan Anayasal normlarının etkili bir şekilde uygulanması sayesinde sosyo-ekonomik başarılar elde edilmiştir. Bu normlar iş adamlarına ekonomik özgürlüğü garanti etmekte ve bu normlara göre bütün işletmeler (mülkiyeti ne olursa olsun) Anayasa teminatı altındandır, özellikle de özel sektör bizzat devlet tarafından korunmaktadır.

Bağımsızlık süreci boyunca Özbekistan’ın en önemli başarılarından biri de ülke içinde barışın ve huzurun korunması, farklı etnik gruplar ve dini gruplar arası uyumun devam ettirilmesi olmuştur. Bu başarı Anayasada belirtilen “ülkemizdeki bütün etnik ve dini grupların diline, örf ve adetlerine karşı saygılı olma” ve bu grupların gelişmesi için şartların oluşturulması ilkelerinin doğrudan uygulanması sonucu elde edilmiştir. Bugün Özbekistan’da barış ve huzur içinde 130 farklı etnik grup temsilcileri yaşamaktadır, bu da Anayasa tarafından garanti edilen “milliyeti, dili ve dinine bakılmaksızın tüm vatandaşlara eşit hak ve özgürlüklerin” sağlandığını ispatlamaktadır.

Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un “Demokratik Reformların Derinleştirilmesi ve Ülkede Sivil Toplumun Oluşturulması Konsepti’nde” belirtilen yeni hukuki inisiyatiflerin uygulanması, Özbekistan’da insan hakları uygulamalarına ilişkin tamamen yeni bir dönem açmaktadır ve bu da yakın gelecekte Özbekistan’ın gelişmiş, demokratik ülkeler arasına girmesini sağlayacaktır.

Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası, yeni ve ilerici bir anayasa modelini temsil etmektedir. Bu Anayasa, devlet ve toplumun istikrarlı olarak hukuksal alanda gelişmesi için gerekli şartları oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra Anayasanın kendisi bizzat demokratik reformların hareketliliği ve başarısı için devlet ve toplumun etkili bir işbirliğini sağlamaktadır. Bu durum kalıcı demokrasinin inşa edilmesi yolunda birçok ülke için örnek teşkil edebilir.